''Balyoz Planı'' iddialarına ilişkin soruşturmada hakkında yakalama emri çıkarılan 21 kişi arasında bulunan emekli Albay Kubilay Aktaş, Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesine geldi.
Adliyeye savcı ve hakimlerin kullandığı Çırağan Caddesi'ndeki kapıdan giren emekli Albay Kubilay Aktaş, savcılık katına çıktı. Aktaş'ın elinde bir valiz olduğu görüldü.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, hakim Oktay Kuban'ın sorguladıktan sonra serbest bıraktığı Korgeneral Yurdaer Olcan ve Tümgeneral Abdullah Dalay ile tutuklamaya yapılan itirazını inceleyerek tahliyesine karar verdiği eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Korgeneral Engin Alan, Tümamiral Semih Çetin, Tümgeneraller Bekir Memiş ve İhsan Balabanlı, yarbaylar Hanifi Yıldırım, Ali Rıza Sözen ve Levent Çehreli, albaylar Mustafa Önsel, Abdullah Zafer Arısoy, Recep Yıldız ve Yüksel Gürcan, Astsubay Musa Fariz, emekli Tümgeneral İzzet Ocak, emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri, emekli Albaylar Ümit Özcan, Suat Aytın, Kubilay Aktaş ve Bülent Tunçay hakkında yakalama emri çıkarmıştı.
BALYOZ'DAN ARANANLAR EVLERİNDE BULUNAMADI
Balyoz darbe planı üçüncü dalgasında gözaltı kararı bulunan Ankara'daki Emekli Albay Ali Tarık Akca'nın yurtdışında olduğu ve kendisine ulaşılamadığı öğrenildi. Emekli Albay Erdal Akyazan'ın ise Ankara'daki adresinde bulunmadığı başka bir adresinde ise eşinin bulunduğu ancak yine kendisine ulaşılamadığı belirtildi. Balyoz kapsamında aranan üçüncü bir kişinin ise yine evinde bulunamadığı Bodrum'da olduğu öne sürüldü.
SERBEST BIRAKILAN 22 KİŞİDEN 21'İNE YENİDEN GÖZALTI
Balyoz soruşturmasında 2'si daha önce , 19'u 1 Nisan günü 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi üyesi nöbetçi hâkimi Oktay Kuban tarafından serbest bırakılan sanıklar için aynı mahkeme bu kez tutuklama kararı verdi.
YAKALAMA EMRİ ÇIKARTILAN ASKERLER
İstanbul Nöbetçi 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tahliyelerine karar verilen şüphelilerin tahliye kararına, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcıları itiraz etti. İtirazı değerlendiren İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, emekli askerler;
Korgeneral Engin Alan, Orgeneral Çetin Doğan, Tuğgeneral Süha Tanyeli, Tuğgeneral İzzet Ocak, Albay Kubilay Aktaş, Albay Suat Aytın, Albay Bülent Tuncay, Albay Ümit Özcan ile muvazzaf askerler; Tümamiral Semih Çetin, Tümgeneral İhsan Balabanlı, Tuğgeneral Bekir Memiş, Albay Yüksel Gürcan, Albay Levent Çehreli, Albay Abdullah Zafer Arısoy, Albay Recep Yıldız, Albay Mustafa Önsel, Yarbay Ali Rıza Sözen, Astsubay Musa Fariz ve Yarbay Hanifi Yıldırım'ın tekrar yakalanmasına oy birliği ile karar verdi.
Ayrıca, 12. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, soruşturma kapsamında savcılar tarafından geçtiğimiz hafta ifadeleri alındıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Korgeneral Yurdaer Olcan ve Tümgeneral Abdullah Dalay'ın serbest bırakılmalarına itiraz kararını değerlendirdi. Heyet bu iki isim hakkında da yakalama kararı çıkarttı.
Öte yandan, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi heyetince serbest bırakılan emekli tümgeneral Özer Karabulut'un, tekrar tutuklanması için yapılan itiraz ise reddedildi.
YAKALAMA EMRİ GEREKÇESİ
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti, ''Balyoz Planı'' iddiaları soruşturması kapsamında tahliye edilen 11'i muvazzaf, 8'i emekli asker toplam 19 şüpheli hakkında yakalama emri çıkarılmasına ilişkin olarak, ''Kesinleşen tutuklama kararlarından sonra tutuklama şartlarında şüpheliler lehine yeni olgu ve değişiklikler bulunmaması'' ve ''kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunması ve devam etmesi''ni gerekçe gösterdi.
Mahkeme heyeti verdiği, ''yakalama emri'' karar tutanağında, 1 Nisanda 12. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hakimi Oktay Kuban tarafından 19 şüpheli hakkında verilen tahliye kararlarının, ''Mevcut somut olgularla çelişen ve soyut gerekçeye dayalı kararlar olduğunu'' öne sürüldü.
Soruşturmada ilk tutuklama kararının, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi nöbetçi hakimliğince verildiğini ve itiraz taleplerinin mahkemenin 3 kişilik heyetince reddedilmesiyle tutuklama kararının kesinleştiği anımsatılan kararda, verilen ve kesinleşen tutuklama kararlarından sonra tutuklama şartlarında şüpheliler lehine yeni olgu ve değişikliklerin bulunmadığı kaydedildi.
Soruşturmadaki somut belge, bilgi, kayıt ve bilirkişi raporlarının dikkate alınması durumunda kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunduğunun ve devam ettiğinin anlaşıldığı vurgulanan kararda, nöbetçi hakimlikçe 1 Nisanda verilen tahliye kararının, mevcut somut olgular ile çelişen ve soyut gerekçeye dayalı olduğunu ileri sürüldü.
Tahliye kararının usul ve yasaya aykırı olduğuna dikkat çekerek kaldırılması yönünde veren mahkeme heyeti, şüpheliler Çetin Doğan, Engin Alan, Ali Semih Çetin, Süha Tanyeri, Bekir Memiş, İzzet Ocak, İhsan Balabanlı, Suat Aytın, Ümit Özcan, Levent Çehreli, Recep Yıldız, Ali Rıza Sözen, Mustafa Önsel, Hanifi Yıldırım, Yüksel Gürcan, Kubilay Aktaş, Musa Fariz, Bülent Tunçay ve Abdullah Zafer Arısoy hakkında yakalama emri çıkarılmasına hükmetti.
Mahkeme heyeti, soruşturma kapsamında İstanbul Nöbetçi 12. Ağır Ceza Mahkemesi üye hakimi Oktay Kuban tarafından, ifadelerinin alınmasının ardından 25 Martta tahliye edilen Korgeneral Yurdaer Olcan ile 28 Martta tahliye edilen Tümgeneral Abdullah Dalay hakkında soruşturma savcılığınca yapılan tutuklanma talepli itirazı da değerlendirdi.
Soruşturmadaki belge, bilgi, kayıt ve bilirkişi raporlarını göz önüne alan mahkeme heyeti, ''suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunduğunun'' anlaşılması nedeniyle itirazı yerinde buldu ve nöbetçi hakimliğinin tahliye kararının kaldırılarak, şüpheli Olcan ile Dalay hakkında yakalama emri çıkarılmasına hükmetti.
HAKİM KUBAN TAHLİYE ETMİŞTİ
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi üye hakimi Oktay Kuban, 'Balyoz Planı' iddialarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 8'i emekli 11'i muvazzaf toplam 19 şüphelinin tahliye edilmesine, 'tutuklama nedenlerinin şüpheliler yönünden söz konusu olmadığı' gibi gerekçelerle karar vermişti.
Üye Hakim Kuban, Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun (CMK) 100/1 ve 100/2 maddelerine göre tutuklama ile tutuksuz yargılama gerekçelerini sıralayarak, 'CMK'nın 100/3. maddesinin 4-a fıkrasında ise maddede sayılan suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde tutuklama sebebinin var sayılabileceğine' dikkat çekmişti.
Hakim Kuban, söz konusu düzenleme ile getirilen sistemin en temel özelliğinin 'suç kataloğu' belirlenmesi olduğunu ve bu katalogda sayılan suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması durumunda, tutuklama nedeninin var sayılabileceğini belirterek, soruşturmada isnat edilen suçların CMK 100. maddede sayılan katalog suçlardan olmasının tutuklama için yeterli görülmediğini aktarmıştı.
'CMK'daki düzenlemeden açıkça anlaşılacağı üzere bir şahsın tutuklanabilmesi için öncelikle suçu işlediğine dair kuvvetli şüphenin varlığı gerekmektedir' ifadelerini kullanan Hakim Kuban, aynı zamanda tutuklama sebebi var sayılabilecek sebeplerin de bulunması ve tutuklama kararının verilebilmesi için başka tedbirlerle yargılamanın amacına ulaşamayacak olması gerektiğini dile getirmişti.
Şüpheliler hakkında kuvvetli suç şüphesi varlığını gösteren olguların bulunmaması, şüphelilere isnat edilen suç tarihinden sonraki eylemler, şüphelilerin işleri, sabit ikametgah sahibi olmaları ve şüphelilerin toplumsal konumlarını göz önünde bulunduran Kuban, 'Tutuklama nedenlerinin şüpheliler yönünden söz konusu olmadığını, bu anlamda şüphelilerin kaçmaları, saklanmaları, delilleri gizleme, yok etme veya değiştirmeleri ya da mağdur, tanık veya başkaları üzerinde baskı yapma girişiminde bulunmaları hususlarında somut hiçbir olgunun bulunmadığını' aktarmıştı.
Hakim Kuban, tahliye kararı vermesinin diğer gerekçelerini de şu şekilde sıralamıştı:
'Aynı soruşturma kapsamında aynı suçlardan ve aynı konumda olan başka bir kısım şüphelilerin Cumhuriyet savcılığınca tutuklanmaları talebiyle sorgu hakimliğine sevk edilmeden serbest bırakılmış olmaları, bir kısım şüphelilerin tahliye talebi üzerine hakimlikçe bir kısım şüphelilerin ise itiraz üzerine mahkeme heyetlerince serbest bırakılmış olmaları, şüphelilere yüklenen eylemin hukuki vasfının da değişmesi ihtimali, şüphelilerin tutuksuz yargılanmalarının yargılamanın amacına ulaşmasına engel oluşturmaması ve tutuklamanın bir tedbir olma niteliği göz önüne alınarak şüpheliler müdafiilerinin tahliye taleplerinin kabulüne karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır.'
BALYOZ DARBE PLANI
Taraf Gazetesi darbeye ortam hazırlamak amacıyla yeni bir eylem planı iddiasını ortaya atmıştı. "Balyoz Güvenlik Harekat Planı" adı altında "Çarşaf", "Sakal", "Oraj" ve "Suga" adı verilen planlara göre, Beyazıt ve Fatih camilerinde cuma günü bombalı saldırılar düzenlenecek, Ege'de Türk jeti düşürülecek, Ak Parti aciz gösterilmeye çalışılacaktı.
Kaos ortamı sonunda 11 sayfalık 'Balyoz planı' hayata geçirilecekti. Gazetenin haberine göre, dönemin 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan yönetimindeki askerler, darbeye direnebilecek 200 bin kişiyi stadlara doldurmayı planlıyordu. Hatta, darbe kabinesi bile hazırlanmıştı. Planda imzası bulunduğu iddia edilen Orgeneral Doğan, "TSK'da her kademede mevcut planları gözden geçirmek üzere harp oyunu, plan tatbikatı ve seminerler yapılması doğal bir uygulamadır" demişti.
Genelkurmay Başkanlığı, konuyla ilgili yazılı açıklamasında, "1'inci Ordu Komutanlığı tarafından 5-7 Mart 2003 tarihleri arasında icra edilen Plan Seminerine ilişkin çeşitli iddialar ve değerlendirmeler medyada yer almaktadır. İddiaları, aklı ve vicdanı olan hiçbir kimsenin kabul etmesi mümkün değildir" ifadesini kullanmıştı
Kaynak:
www.haberler.com